Roberto Cavalli, moda dünyasında ilk kez 1970 yılında baskılı deri elbise koleksiyonuyla iz bıraktı. Sürekli olarak beğeni toplayan her koleksiyonuyla tanınan Cavalli, egzotik detayları zarif ve bohem bir şekilde işlemede ustaydı.

Roberto Cavalli CEO'su Sergio Azzolari, "Roberto Cavalli şirketi, Sayın Cavalli'nin ailesine en derin taziyelerini iletiyor. Mirası ilham kaynağı olmaya devam ediyor." dedi.

1940 yılında Floransa'da doğan Cavalli'nin anne tarafından büyükbabası, İtalyan Empresyonist grubu Macchiaioli'nin bir üyesiydi. Faşizm karşıtı görüşleriyle bilinen babasının bir maden mühendisi olduğu düşünülüyordu; ancak Cavalli, babası Nazi güçleri tarafından vurularak öldürüldüğünde sadece üç yaşındaydı. Bu olay, tasarımcı üzerinde fiziksel olarak bir konuşma engeli (kekemelik) olarak kendini gösteren derin bir psikolojik etki yarattı. Tasarımcı, 2011'de Luke Leitch ile yaptığı bir röportajda, "Konuşmak benim için kolay değildi." dedi. Cavalli, 17 yaşındayken Floransa Sanat Akademisi'ne kaydoldu ve sanat ve mimarlık okudu.

Marnie Fogg, "Modanın Tüm Hikayesi" adlı kitabında Roberto Cavalli hakkında şunları yazıyor: "Cavalli, 1970'lerin başında 'deri üzerine baskı' tekniği için sahip olduğu bir patentle moda arenasına girdi ve Hermès ve Pierre Cardin gibi markalardan sipariş aldı. 1980'lerde günlük deri giyimin yanı sıra çok fazla kopyalanmış, yüksek kaliteli, baskılı, süslemeli ve yamalı kot pantolonlar çıkardı; ancak marka, Cavalli'nin Barok ve karmaşık baskı tasarımlarına yöneldiği 1990'larda dünya çapında ünlüler tarafından tercih edilmeye başlandı. Milano merkezli Versace'nin aksine Cavalli, 1994'e kadar Floransa'da sezonluk koleksiyonlarını sergilemeye devam etti; bu, daha sade bir çekiciliğe olan tercihini yansıtıyordu."